17.04.2025
“BÜROKRATLARI, YALANCI ŞAHİTLİK YAPMALARI İÇİN BASKI ALTINDA TUTUYORLAR”
“KUVVETLİ KANITLARINIZ VARDI DA HANİ İDDİANAME?”
“DEVLET BEY 3T’YE DESTEK VERİRSE YEPYENİ BİR TÜRKİYE BAŞLAYACAK”
“SİZ KİMSİNİZ Kİ ANAYASA MAHKEMESİ KARARINA UYMUYOR, UYANI DA SUÇLUYORSUNUZ”
“NUMAN KURTULMUŞ’A SÖYLÜYORUM, SAVAŞ İLANI KABUL EDERİM”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, 19 Mart darbesinin ardından Silivri Cezaevinde esir tutulan Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanı Adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüştü. Belediye başkanları Mehmet Murat Çalık, Resul Emrah Şahan, Rıza Akpolat, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi bürokratlarını da ziyaret eden Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özel, cezaevi çıkışında yaptığı açıklamada, “Silivri Kadın Cezaevi’nde tutulan sevgili Ceyda Kiryak, Fatoş Pınar Türker, Elif Güven, İpek Elif Atayman ve Güldem Şık arkadaşlarımızla görüştük. Bu arkadaşlarımızın iki özellikleri var. Hepsi üst düzey liyakata sahip, mesleki geçmişlerinde kendi alanlarında Türkiye’nin ve dünyanın en iyi firmalarında çalışmış, Sayın İmamoğlu’nun İstanbul’daki iyi yönetme ve en iyilerle çalışma anlayışı gereğince, hatta zaman zaman kamuoyuna ‘Yetenek avcıları, headhunter’lardan bir ekip oluşturdu’ diye söylenen ve doğru olan, alanındaki en iyi kişiler” dedi. Özel, şöyle devam etti:
“BİR KEZ DAHA UYARIYORUM: KİMSEYİ TEHDİT ETMEYİN”
“Her biri incelendiğinde kendi mesleki geçmişleri, kendileri ve aileleri açısından onur duyulacak başarılara sahip. Ekrem İmamoğlu’nun davetiyle dünyanın en önemli metropolünün en iyi şekilde yönetilmesi hayalini, umudunu, heyecanını duyan ve görev kabul eden kişiler. Bu arkadaşlarımız, Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’u birlikte yönettiği ekipten bir çete çıkarma, suç örgütü çıkarma zorlamasıyla alınan alanlarındaki yetkili bürokratlar. Burada ne için oldukları, neden bulunduruldukları konusunda hiçbir fikirleri yok. Hikâyelerini dinlediğinizde siz de şaşırıyorsunuz. Gerçekten insan üzülüyor ve utanıyor. Diğer yandan bir diğer özellikleri de sürekli yalancı şahit olmaya, iftira atmaya yönelik baskı altında tutuluyorlar. Bu baskılarla ‘SEGBİS’ten görüşüyoruz, birazdan ekran kapanır, beni bir daha göremezsin, evlatlarını 10 yıl göremezsin’ diye hangi savcıların kime, ne zaman, ne dediğini biliyorum. Benim elimde ve bu zulüm sürdükçe ileride verecekleri hesabın süresi de uzayacak. Buradan bir kez daha uyarıyorum. Kimseyi çocuğu ve özgürlüğü ile tehdit etmeyin. Ne demek, ‘İstediğim gibi ifade vermiyorsun’? Ne demek, ‘Benim dediklerimi desen, benim dediklerimi söylesen işin kolay?’”
“HAYDİ İDDİANAMEYİ YAZIN DA GÖRELİM”
“Dünya kadar belediye başkanını sen içeriye alacaksın, bomboş iddianame, haydi hazırla. Buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na söylüyorum. MASAK raporun vardı ya, kuvvetli kanıtların vardı ya, şahitlerin vardı ya. Hani iddianame? Bir iddianame yazamaz durumdalar. Yeni şahitler üretmek üzere İstanbul Büyükşehir ile geçmişte çalışmış, şimdi çalışmayanlara ‘Şöyle ifade ver. İstanbul’da bakanlıktan ihale almış kişilere diyor ki: Bak oradaki ekmeğinden olursun, burada yalan söyle’. Buradan bütün Türkiye’ye ve Adalet Bakanlığı’na sesleniyorum, Adalet Bakanı’na sesleniyorum. Arkadaşlarımız içeride. Bütün deliller elinde. Bütün ifadeler elinde. Haydi gelin, iddianameyi yazın, görelim. İddianameyi yazın, görelim bakalım ne yazacaksınız? Her tuttuğunuz dal elinizde kaldı.”
“BAHÇELİ’YE YAPTIĞIM ÇAĞRIYI TEKRARLIYORUM”
“Buradan, Beylikdüzü’nden dün Sayın Devlet Bahçeli’ye yaptığım çağrıyı tekrarlıyorum. Bütün arkadaşlarımızla da konuştuk. Devlet Bey hep diyordu ya, ‘CHP, Terörsüz Türkiye’ye ne diyor?’ Ben diyorum ki Devlet Bey’e, ‘Haydi 3T. Ben varım. Biz varız. Terörsüz Türkiye, tutuksuz yargılama, tutuklulara tahliye, TRT’den yayınlama. Bütün iddiaları, Silivri’den yapılacak olan yargılamayı, televizyondan, TRT’den yayınlayın. Savcının sorularını da millet duysun, alacağı cevapları da millet duysun. Emniyette de savcılıkta da tek tek cevaplarını verdik. Veremeyeceğimiz hesabımız yoktur. Terörsüz Türkiye’ye de ben destek veriyorum. Devlet Bey’den de tutuksuz tahliye ve TRT’den canlı yayın konusunda destek bekliyoruz. O zaman yepyeni bir Türkiye başlayacak. Biz üzerimize düşen cesareti gösteriyoruz. Herkes göstersin.”
“EKREM BAŞKAN İSTANBUL’UN MUHAFIZI OLARAK ÇALIŞIYOR”
“Bugün Sayın Ekrem İmamoğlu’yla, Sayın Mehmet Murat Çalık’la, Sayın Emrah Şahan’la, Sayın Rıza Akpolat’la, Sayın Mehmet Ali Çalışkan’la ve Sayın Can Atalay’la görüştük. Ekrem Başkan hem Cumhurbaşkanı Adayımız olarak içeride çalışıyor, hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanı, seçilmiş başkanı ve İstanbul’un verdiği vazife ile İstanbul’un muhafızı olarak çalışıyor. Bize bugün heyetimize, İstanbul’a yapılan bir büyük kötülüğü yakından takip ettiğini, önümüzdeki günlerde bunu deşifre edeceğini ve o gündemle İstanbul’un, Türkiye’nin dikkatini bu noktaya çekeceğini, İstanbul’un kendisine emanet olduğunu, onun burada tutulmasının kendisine değil İstanbul’a ihanet olduğunu söylüyor. ‘İstanbul’u bu millet beş yıllığına bana emanet etti. Ben İstanbul’un muhafızıyım. İstanbul’a saldırıyorlar. Yaptıklarının farkındayım. Yarından tezi yok, bunları açıklayacağım’ notunu sizlerle paylaşmak isteriz.”
“AYM KARARININ TBMM’DEN OKUNMAMASI ANAYASAYA KARŞI SUÇ”
“Özellikle Can Atalay’la yaptığımız görüşmenin tarihi bir önemi var. Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar ki Meclis’te okutulmak üzere yollanmış karardır. Yargıtay’a yerine getirilmek üzere yollanmış karardır. Anayasa’ya aykırı bir şekilde Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da biliyor ki kendisiyle bunları defalarca konuştuk ki AYM kararları herkesi bağlar, Anayasa’da öyle yazıyor. Yasayı, yürütmeyi, yargıyı ayrı ayrı bağlar. Birileri yargıya ‘AYM kararına uyma’ dedi ve Anayasa Mahkemesi’ne bu konuda itiraz edildi. Anayasa Mahkemesi kararının herkesi bağladığını söyledi. Kararı da gerekçeli olarak ilan etti. Bu kararın Meclis’te okunması lazım. Okunmaması Anayasa’ya karşı suç. Suçu işleyen Numan Kurtulmuş. Dün o hataya ortak olmayıp Meclis Başkanvekilliği görevi sırasında kararı okutan Gülizar Biçer Karaca doğrusunu yaptı. Memlekette Anayasa Mahkemesi kararlarına uyulmaması için bir yargılama olsa Numan Kurtulmuş ceza alır, Gülizar Biçer Karaca da beraat eder. Gülizar Biçer Karaca belki de Numan Kurtulmuş‘u da kurtardı yaptığı işle. Meclis adına yaptı. Şimdi bu yapılan iş ile ilgili atıp tutuyorlar. Ya siz kimsiniz Anayasa Mahkemesi kararına uymamak, uyanı da suçlamak.”
“YETKİLERİNİ KULLANACAKSAN OKUTULAN KARARIN ARKASINDA DURACAKSIN”
“Numan Bey’i aramızdaki hukuka da binaen nezaketle uyarıyorum, nezaketle. Siz ne demiştiniz ilk başta? ‘Bizi, beni destekleyin’ dediniz. Ben ne dedim? ‘İki yıllığına aday çıkarıyorum, iki yıl boyunca tarafsız Meclis Başkanlığı yapın, tarafsız Meclis Başkanlığı. İki yıl sonra karşınıza aday çıkarmayacağım, sizi destekleyeceğim.’ Şimdi geldik son noktaya dayandık. Zurnanın ‘zırt’ dediği yerdeyiz. Mihenk taşının vurulduğu yerdeyiz. Anayasa Mahkemesi kararı Anayasa’ya uygun okutulmuş. Buna karşı ‘Artık okutuldu, gereği yapıldı’ demek yerine, dün tutanaklara erişimi kaldırmayı... Neymiş efendim, tedbiren kaldırıyormuş. Meclis’te konuşulan şey tutanakta olur. Tutanak Meclis’in namusudur. Kararı Anayasa Mahkemesi’nden okutan Meclis Başkanvekili. Şimdi ona karşı bir pozisyon alacakmış, yok yetkilerini kullanacakmış. Yetkilerini kullanacaksan okutulan kararın arkasında duracaksın. Yoksa asla ve asla tarafsızlığını hiçbirimize de anlatamazsın, Türkiye’ye de anlatamazsın, kendi vicdanına da anlatamazsın. Ben o HAS Parti döneminden gelen ve aslında nasıl farklı düşündüğü bilinen bir kişinin, yastığa başını koyduğunda kendine ve vicdanına anlatamayacağı bir işe imza atmamasını tavsiye ederim. Atarsan ne olur? Ne dedim? Sordu İstanbul basını, ‘Bu yapılanlar nedir?’ dedi, bu sürecin başında. ‘Savaş ilanıdır’ dedim. ‘Tayyip Bey savaş ilan etmiştir, başımızın üstündedir’ dedim. ‘Siz ne yapacaksınız?’ dediler. ‘Savaş ilan edilen birisi ve bir parti ne yapacaksa onu yapacağım.’ dedim. Numan Bey’e söylüyorum. Sakın bize savaş ilan etmeye kalkma. Savaş ilanı kabul ederim. Meclis Başkanvekilimi tehdit etme, savaş ilanı kabul ederim. Kâtip üyemi tehdit etme, savaş ilanı kabul ederim. Bundan sonra da Anayasa’ya aykırı bir adım atma, savaş ilanı kabul ederim.”
“YİNE 3T İLE CEVAP VEREYİM…”
Genel Başkan Özel, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın “3T çıkışının” sorulması üzerine “3T ile cevap vereyim. Terbiyesizlik, terbiyesizlik, terbiyesizlik” dedi.